Benzer Ürünler
  • Troçki Evi, Önay Yılmaz’ın kaleminden çıkan, Türkiye tarihinin gölgede kalmış bir dönemine ışık tutan sürükleyici bir araştırma ve anlatı kitabıdır. Gerçek olaylara dayalı bu eser, merak uyandırıyor.
    ₺199,00
    ₺280,00
    %29 İndirim
    %29İndirim
    Yeni Ürün
  • İmamın Manken Kızı, Emine Şenlikoğlu’nun etkileyici kaleminden, gençliğin inanç ve modern yaşam arasındaki çatışmalarını konu alıyor. Toplumsal değerler ve kişisel tercihler arasında sıkışan bir genç kızın içsel yolculuğunu samimi bir dille okura aktarıyor.
    ₺144,00
    ₺200,00
    %28 İndirim
    %28İndirim
    Yeni Ürün
  • Lüzumsuz Adam, Sait Faik Abasıyanık’ın gözünden yalnızlığın ve toplumsal yabancılaşmanın izlerini sürüyor. Lüzumsuz Adam adlı öykü kitabı, İstanbul’un insan dolu sokaklarında çağrışım ve duygu yüklü anlatımıyla
    ₺69,00
    ₺90,00
    %23 İndirim
    %23İndirim
    Yeni Ürün
  • Dual – Jaze, Mısra Mutlu’nun çağdaş anlatım diliyle yazdığı etkileyici bir psikolojik roman. Lapis Yayınları’ndan çıkan eser, bireyin iç dünyasında kaybolmuş yönelimleri, duygusal çatışmaları ve kendini keşfetme sürecini ustalıkla tasvir ediyor.
    ₺299,00
    ₺449,00
    %33 İndirim
    %33İndirim
    Yeni Ürün
  • Aydınlanma Çağı, Alejo Carpentier’nin tarih, devrim ve düşünsel dönüşümü harmanladığı çarpıcı bir roman. Büyülü gerçekçilik tarzındaki bu eser, 18. yüzyılın çalkantılı dönemlerine sanatsal bir pencere açıyor. Felsefi derinliğiyle öne çıkıyor.
    ₺219,00
    ₺349,00
    %37 İndirim
    %37İndirim
    Yeni Ürün

Dağda Duman Yeri Yok

0.0
Para Puan : 1000
Fiyat : ₺175,00
Barkod : 9786051853895
:
Birîndar ve Yara Bende ile öyküdeki ustalığını romanlarında da sürdüren Abdullah Ataşçı’dan zorunlu bir göçün destansı dil ve folklorik sesle anlatıldığı bir hatırlamalar serencamı! Dağda Duman Yeri Yok, her şeyi bir trene sığdırıyor; vagonlardan dengbêjler, hüzünler, ayrılıklar ve hayatdökümleri rüzgâra karışıp yazarın hayalle gerçek arasında kurguladığı yokyerlere savruluyor. Nereye gittiğinin bir önemi yok, ne trenin ne de trendekilerin; belki de her şey bir rüya, kim bilir!

Romandaki tüm karakterler bir uykunun dehlizinde ve ölenin yaşayandan farkı yok; mezarlıklardan çıkarak mahallede dolaşan ruhlar, geçmişle bugünü eşitliyorlar. Bu romanda ses de ıslık da koku da ete kemiğe bürünüyor, onlar da hikâyeye dahiller. Kırk gün kırk gece bir türkü mahcup mahcup çalıyor; bu türküyü herkes hem can kulağıyla dinliyor hem de tüm şehir, tüm insanlar sağırlaşıyor sanki.

Dağda Duman Yeri Yok tamam da, şehir duman altında.

Ağır ağır, sanki hiç acelesi yokmuşçasına konuştu. Neden savaştıklarından, özgürlüğün ne anlama geldiğinden, bir halkın en önemli varlığının dili olduğundan, dili yasaklanmış bir halkın zalimlere karşı ayağa kalkmasından ve daha bir sürü şeyden bahsetti.

Yangın en azılı düşmanına saldırıyormuş gibi gittikçe yayılıyor, sağlam bulabildiği her şeyin üzerine bir kasırga gibi ilerliyor; yeşili de beyazı da büsbütün kirleterek büyüyordu. Bu, besbelli toprağın kederiydi. Çünkü doğuran da çoğaltan da, seven de, anlayan da, şefkat gösteren de topraktı. Toprağın hazin bir yenilgisiydi bu.
Yazar Adı
Abdullah Ataşçı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Kapak Türü
Karton Kapak
Ölçü Birimi
AD
Basım Yılı
2019
Sayfa Sayısı
234
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli
Ebat Bilgisi
çokebatlı
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR